Gereklialanlar * ile işaretlenmişlerdir. Yorum * İsim * E-posta * İnternet sitesi. Beni bültenine kaydet. Δ. Kısa Hikayeler . Kırmızı Başlıklı Kız. Ekim 30, 2017 Ekim 31, 2017 admin 11. Zavallı küçük kurdun Kırmızı Başlıklı Kız Bugündahi Anadolu’da anlatılan pek çok hikâye, efsanelerin etrafında doğmuştur. Efsaneler bir coğrafi unsur (dağ, dere, kaya, ağaç, göl vb) veya bir aşk macerası, bir savaş ile ilgili olağanüstü varlıkların ve akılla izah edilemeyen bazı etkin güçlerin de işe karıştığı merak uyandıran anlatılardır. 1 Bazen hayatınızı değiştirecek insanlar ile tanışın. Bu insanlara “Barmen” denir. Barmenler sadece insanlarla dertleşmezler. Bir bara gidip sandalyeye oturduğunuzda sizin sorunlarınıza da çare bulacak şeyler söyleyebilir. Bazı zamanlar öyledir ki bir barmen bir insanın hayatını bile değiştirebilir. Buna çok şahit oldum. AtatürkHikayeleri Biz Cumhuriyeti Anlatamamışız Beyler “Yıl 1936 Atatürk İstanbul’da Florya köşkündedir. Mevsimlerden Sonbahar. Atatürk’ün köşkte halkla temas edememekten ötürü canı sıkılmaktadır. Selanik günlerinden dostu Nuri Conker’e köşkten gizlice kaçmayı teklif eder. Afetİnan, Atatürk’ün doğa ve ağaç sevgisi ile ilgili olarak şöyle diyordu: “1919 yılında Atatürk Ankara’yı pek az ağaçlı bulmuştu. O, eski adı Orman Çiftliği olan yerde, orman yetiştirmeyi kendisine ideal edinmişti. O’nun için her Vay Tiền Online Chuyển Khoản Ngay. Error 522 Ray ID 7385619b6f7db981 • 2022-08-10 024329 UTC AmsterdamCloudflare Working Error What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 7385619b6f7db981 • Your IP • Performance & security by Cloudflare atatürk sözleri kısa Atatürk Sözleri Kısa, Atatürk Sözleri Resimli, Atatürk Sözleri facebook, Atatürk Sözleri Tumbler, Atatürk Sözleri Anlamlı, Atatürk Sözleri 2020 Atatürk Sözleri Kısa mesajlarını içeren sayfamızda ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en beğenilen sözlerini derlemeye çalıştık. Bu sayfadaki en güzel Mustafa Kemal Sözlerini facebook, whatsapp ve sms olarak paylaşabilirsiniz. barış ile ilgili güzel sözler “Şayet ölecek olursam, memlekete ait söyleyecek hiçbir şeyim yoktur. Çünkü yürürlükteki Cumhuriyet yasaları bu işleri temine yeterlidir.”. Bizim maviye olan sevdamız, Selanik’te açılan bir çift gözle başladı. Mavi gözlüm , Sarı Saçlım. ATAM. “Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.” “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir. “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” “Medeniyet öyle bir ışıktır ki, ona kayıtsız olanları yakar, mahveder.” “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.” Bir milletin ahlak değeri o milletin yükselmesini sağlar. Milletim beni istediği yerde yatırsın yeter ki beni unutmasın. Benim kahramanlarım hayallerini hiçbir şeye satmayan kişilerdir. Vatana ihanetin nedeni olmaz er yada geç bedeli olur. “Millet yürüdüğü yolu pek büyük yanılmazlıkla seçmiştir ve bu yolun sonunda parlayan mutluluk güneşini bütün açıklığıyla görmektedir. Bu millet o güneşe ulaşacaktır. Ve hiçbir kuvvet onu engel olamayacaktır.” Atatürk Sözleri Resimli Hakikati konuşmaktan yeni sözler – En yeni mesajlar Bu memleket tarihte Türk’tü halde Türk’tür ve ebediyeten Türk kalacaktır. Dünyada ve dünya milletleri arasında sükûn ve iyi geçim olmazsa bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrumdur. Kudretsiz beyinler, zayıf gözler gerçeği kolaylıkla göremezler. O gibiler, büyük Türk Milleti’nin yüksek seviyesine nazaran geri Mustafa Kemal Atatürk Sözleri Mesajları Gençler! Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç kuşakların anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir. “Eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen, ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.” Kurtulmak ve yaşamak için çalışan, çalışmak zorunda olan bir halkız. Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır, yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve ömrünü çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakkı yoktur. Bağımsızlıktan yoksun bir ulus uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz. Acizler için imkansız, korkaklar için müthiş gözüken şeyler kahramanlar için idealdir. Verdiğiniz emrin yapıldığından emin olmak istiyorsanız ta en son gerçekleşme ucuna kadar kendiniz onun başında bulunacaksınız. Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder. Türk milleti istiklalsiz yaşamamıştır yaşayamaz ve yaşamayacaktır. Hiç bir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak. Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Sayfa İçeriği1 Atatürk Sözleri Kısa – En Güzel Atatürk Sözleri Atatürk Sözleri Kısa, Atatürk Sözleri Resimli, Atatürk Sözleri facebook, Atatürk Sözleri Tumbler, Atatürk Sözleri Anlamlı, Atatürk Sözleri Atatürk Sözleri What's your reaction? Haberler > Atatürk'ün Tüylerinizi Diken Diken Edecek ve Gururla Okuyacağınız Az Bilinen Anıları - 1139 - 0950 ''Beni görmek demek, behemehal yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.'' - ATATÜRK 1. ''Sizin kendinize mi itimadınız yok, Türk hanımının faziletine mi?'' Muallimler Ankara'da bir toplantı yapmışlar, bu içtimaya iki-üç muallim hanım da iştirak ederek salonda ayrı bir yere hanımların içtimaya gitmelerini hoş görmeyen meclisin sarıklıları Gazi'ye şikayete giderler. Gazi kızarak''Kimmiş muallimler cemiyet reisi ? Çağırın onu!''der. Mazhar Müfit birkaç dakika sonra içeri girince gürleyen bir sesle ona çıkışır''Siz Muallimler içtimada ne yapmışsınız ? Ne ayıp şey bu?'' Mazhar Müfit şaşakalır. Gazi'den bu hareket mi beklenirdi? Sarıklılar muzaffer bir beşaretle gülmektedir. Sarıklılar neşe içinde iken, Gazi'nin sesi hep aynı tonda devam eder''Olur şey değil,olur şey değil! Mazhar müfit hala ayakta ve hala ne diyeceğini şaşırmış bir halde cevap vermeye çalışır''Efendim vallahi...''''Bırak bırak ben hepsini biliyorum; içtimaya muallime hanımları da çağırdınız. Fakat onları niye ayrı sıralara oturttunuz ? Sizin kendinize mi itimadınız yok,Türk hanımlarının faziletine mi ? Bir daha öyle ayrılık gayrılık görmeyeyim, anladınız mı ?'' 2. ''Oradan böyle geçilir'' Salih Bozok anlatıyorİngilizler Çanakkale'de Anafartalar Grubu'nu mağlup edip de cepheyi sökemeyince, yeni bir harekete giriştiler ve bu cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe'yi tutmak lazımdı. Halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altına tutuluyordu. Her an gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyor, ölüm saçıyordu. Bir insanın değil, bir kurdun bile geçmesine imkan görülmüyordu. Kireç Tepe'yi tutmak emrini alan Türk subay ve askeri tereddüt içindeydiler; fırsat gözetiyorlardı. Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu. Mustafa Kemal bu hali görünce siperlere koştu,askerin arasına karıştı ve sordu''Niçin geçmiyorsunuz ? '' İçlerinden biri cevap verdi''Düşman ölüm saçıyor, geçilmez !'' Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden''Oradan böyle geçilir!'' dedi ve ileri artık durur mu ? O da kumandanının arkasından ileri atıldı. Toz, duman, alev ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar, tepeyi tuttular. 3. ''Yurdumun toprağı temizdir'' Kral Edward İstanbu'a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı'na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer ve''Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.'' diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır. 4. ''Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin!'' Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyorAtatürk'ün Çankaya Köşkü'ndeki bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Atatürk'ün geçeceği yolu kapadığını gördük. Ağacın bir yanı dik bir sırt,diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata,havuz etrafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım''Emrederseniz derhal keselim Paşam.'' Bir an yüzüme baktı, sonra''Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin !'' 5. ''Sakarya'nın değerini küçültmüş olursunuz dostum.'' Sakarya Zaferi'nin üzerinden yıllar geçmiştir. Dönemin ünlü ve bir o kadar yetenekli ressamlarından biri, Mustafa Kemal'e Sakarya Savaşı'nı gösteren bir tablo hediye eder. Savaşın tüm heybet ve azametiyle işlenmeye çalışıldığı bu tabloda Ata, ön planda yağız bir savaş hayvanına binmiş olarak tasvir edilmiştir. Ressam, bu kompozisyon karşısında tebrik beklerken, Mustafa Kemal'in''Bu tabloyu kimseye göstermeyin.'' demesi üzerine şaşırıp kalır. Herkes ne söyleyeceğini bilemez halde birbirlerine bakarken Mustafa Kemal şu açıklamayı yapar''Savaşa katılmış olan herkes bilir ki, hayvanlarımız bir deri bir kemikten ibaretti; bizim de onlardan arta kalır yanımız yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atları da, savaşçıları da böyle güçlü kuvvetli göstermekle, Sakarya'nın değerini küçültmüş oluyorsunuz dostum.'' 6. Sakarya Savaşı'ndan dönüş... Sakarya Meydan Savaşı Türk Orduları'nın zaferi ile sona ermiş, Gazi Ankara'ya dönmektedir. Yirmi gün geceli gündüzlü büyük bir endişe ve karamsarlık içinde yaşayan Ankaralılar, düşmanı yenen ordunun başkomutanına törenli bir karşılama düzenlemişlerdir. Ankara garından başlayarak şehre doğru yolun iki yakasında sıra ile dizilen hükumet ve meclis üyeleri, memurlar, öğrenciler, esnaf ve halk, gazi geçtikçe alkış tutup arkasına katılarak büyük bir alay halinde binasının önüne gelindiğinde Gazi alayın başında bulunanların yukarıya doğru yol almakta olduğunu fark bu tören şöyle düzenlenmiş ''cemaat'' halinde Hacı Bayram Veli'nin türbesine gidilecek, onun ''yüksek maneviyatının yardımıyla'' kazanılan bu büyük zafer için orada dua edilecek, sonra Meclis'e dönülerek nutuklar okunacaktır. Gazi ''Öyle şey olmaz, yurt toprağını karış karış kanını akıtarak ve canını vererek savunan Mehmetçiğin hakkını ben evliyalara kaptırmam! '' deyip doğruca meclis binasına sapar. Atatürk yıllar sonra bu olayı anlatırken sözüne şunları da eklemiştir ''Kimileri benim bu davranışıma kamunun inancını inciten yersiz bir davranış gözüyle bakmış olabilirler; ama ben, hele yurdun savunmasında, güvenilecek gücün evliyaların, yatırların ''maneviyatı'' olmayacağını hatırlatmayı artık zorunlu bulmuştum.'' 7. ''Laiklik, adam olmaktır.'' Kılıç Ali anlatıyorİlk mecliste bir gün laiklik konusu oluyordu. Gazi Mustafa Kemal Paşa o gün meclise başkanlık tanınmış din alimlerinden bir vatandaş kürsüye geldi. Alaycı bir tavırla ''Arkadaşlar bir laikliktir gidiyor. Afedersiniz ben bu lağikliğin manasını anlamıyorum, nedir bu laiklik ? '' diye söze başlarken riyaset makamında bulunan Mustafa Kemal Paşa dayanamamış, oturduğu yerden elini kürsüye vurarak''Adam olmaktır Hocam, adam olmak! '' diyerek Hoca efendinin sualini cevaplandırmıştır. 8. Amerikalı kadın gazeteci Niyazi Ahmet Banoğlu anlatıyorBir Amerikalı kadın gazeteci, Atatürk'e''İşlerinizde nasıl başarılı oluyorsunuz ? '' diye sormuş ve şu cevabı almıştı''Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş zaten kendi kendine yürür.'' 9. ''Büyük geçmiş olsun.'' Atatürk, yurdumuzu ziyaret etmekte olan Yugoslav Kralı Aleksandr ile İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda konuşurken, konuk Kral şöyle der''Ekselans. Biz Türkleri çok severiz. O kadar çok ki, vaktiyle Cihan harbi'nin sonunda Lloyd George Batı Anadolu'yu Yunanistan'a teklif etmeden evvel bize teklif etmişti. Fakat biz Yugoslavlar, Türkleri çok sevdiğimiz için George'un bu önerisini kabul edip Anadolu seferine çıkmadık.'' Atatürk, Kral'ın bu sözlerine şu cevabı verir''Haşmetmeap, evvela bize karşı olan sevginize teşekkür ederiz. Sonra büyük geçmiş olsun! '' 10. Herkes için lüzumlu bir ihtar... Muzaffer Kılıç anlatıyorErzurum'dan kongre için Sivas'a geldiğimizde, Mustafa Kemal'in karargahı olarak, Sivas lisesini hazırlamışlardı. Paşa, kendisine hazırlanan odaları dolaşırken, yatak odasında, karyolanın arkasında bulunan sarı satırlı atlas yastık gözüne ilişti. Yastığın üzerinde, koyu renk bir ibrişimle işlenmiş şu beyit vardıCihanın cahına mağrur olup incitme insanı. Dünyanın şaşasıyla gururlanıp incitme insanılarıSüleman-ı zaman olsan bırakırsın bu eyvanı Zamanın Süleymanı da olsan bırakırsın bu dünyayıAtatürk, yazıyı okuduktan sonra durdu. Mazhar Müfit Bey'i çağırttı. Beyti ona okuttu. Mazhar Müfit''Paşa'm, bu sizin için yazılmış değil.'' deyince, Atatürk''Bu uyarı hepimiz için ve her şey için bir prensip olmalıdır.'' cevabını verdi. 11. Övülmeyi sevmezdi... Atatürk ne kadar bir asker, komutan, yönetici olsa da; duyguları, sevinçleri, sinir ve neşesi bizden biriydi. Ulusuyla bütünleşme yöneliminin en tipik göstergelerinden biri de şu kısa öyküde belirlenirCumhuriyetin on ikinci yıl dönümü için bir sıra dövizler hazırlanmıştır. Bunlar içinde şöyleleri vardır''Atatürk bizim en büyüğümüzdür.'', '' Atatürk bu milletin en yücesidir.'' ''Türk Milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı.'' 'Atatürk listeyi dikkatle gözden geçirir. Bunlar ve bunlara benzeyenleri çizerek, hepsinin yerine kendini en iyi ifade eden şu satırları yazar''Atatürk bizden biridir.'' 12. ''Genelgeyle devrim olmaz.'' Ahmet Hidayet Reel anlatıyor1924 yılının ilkbaharıydı. Erzurum ve Pasinler'de depremde birçok köyün evleri yıkılmıştı. Zarar gören halkla görüşmek için Pasinler'e gelen Atatürk, halkın içinde ihtiyar bir köylüye yaklaştı''Depremde çok zarar gördün mü, baba ?'' diye sordu. Atatürk ihtiyarın şüphesini görünce tekrar sordu''Hükümet sana kaç lira verse, zararını karşılayabilirsin ?'' İhtiyar, Kürt şivesiyle''Valle Padişah bilir!'' dedi. Atatürk gülümsedi. Yumuşak bir sesle''Baba, Padişah yok;onları siz kaldırmadınız mı ? Söyle bakalım zararın ne ? '' intiyar tekrar etti''Padişah bilir!...'' Bu cevap karşısında kaşları çatılan Atatürk, Kaymakam'a döndü''Siz daha devrimi yaymamışsınız.''dedi. Bu sırada görevini başarmış insanlara özgü bir ağırbaşlılıkla ortaya atılan tahrirat katibi''Köylere genelge yolladık Paşam.'' dedi. Atatürk'ün fırtınalı yüzü, daha çok karıştı''Oğlum''dedi,''Genelgeyle devrim olmaz!...'' 13. ''Merhaba asker!'' Ziya Kılıç anlatıyorYıl 1909... Beşinci kolordu kurmay başkanlığına katılan Yüzbaşı Mustafa Kemal, Selanik'teydi. 38. Merkez Alayı Kumandanı Albay Saadettin Bey tedavi için İstanbul'a gitmek üzere izin Bey'in, yerine kimi bırakacağını herkes merak Saadettin Bey'i Kolağası Mustafa Kemal'in temsil edeceğini Çünkü Mustafa Kemal henüz kıdemli bir yüzbaşıydı,kendinden daha üst rütbede olanlar rütbeli subayların şaşkınlıkları çabuk geçti. Mustafa Kemal, bütün subaylara kendini sevdirmişti. Kenti gezerken, halka karşı davrabışlarına tanık olanlar, kendisine hayranlık onun böyle görevde ne yapacağı merak Mustafa Kemal tarafından teslim alındığı günü, belki de tarihimizde önemli bir dönüm noktası olarak kabul etmemiz doğru Mustafa Kemal alayı selamlamaya beyaz bir atın üzerinde gelmişti. Bütün gözler ondaydı. Alay'ın önüne gelince selam durumuna geçti, sonra hızla atından yere atladı. Yürüyerek askeri selamlayacaktı.''Selamün aleyküm asker! '' demesini bekliyorduk. Ama hiç beklemediğimiz bir şey oldu; Mustafa Kemal''Merhaba asker!'' dedi. Bu, ilk kez karşılaşılan bir durumdu. Askerler nasıl yanıt vereceklerini bilmiyordu. Birkaç saniyelik sessizliği İstanbullu askerler bozdular''Merhaba Bey'im...''Ordu ilk kez bir kumandanından, ''Merhaba Asker'' selamını almıştı. 14. Japon veliahtının Türkiye'yi ziyareti Japon Veliahtı Türkiye'yi ziyarete gelmiştir. Büyük ve mükellef bir ziyafet sofrasında yenilir, içilir. Atatürk, bir aralık Japon tarihinden söz açar ve bir meydan muharebesini veliahtı hayret etmiştir. Atatürk, tarihten mitolojiye geçer ve yine Japon mitolojisinden konuşmaya devam eder. Veliaht'ın ağzı açık nihayet edebiyata intikal eder, Atatürk''Japon Şiiri'nin dünya edebiyatında çok büyük etkileri vardır...'' diyerek meşhur Japon şairlerinden mısralar okur. Veliaht;''Bunları nereden biliyorsunuz?'' diye soramaz. Fakat Atatürk'ün bilgi ve hafızasına hayran kalmıştır. Ama Atatürk hep böyledir. Her şeyi planlı yapar ve uygular. O, bütün bunları, veliaht gelmeden on gün önce tercümeler yaptırarak öğrenmiştir. 15. ''Gazi'yi tanır mısın baba? '' Salih Bozok anlatıyorBir gün Çankaya civarında bir köylü evine gitmiştik. Girdiğimiz kulübede, ihtiyar bir köylü ile karısı oturuyordu. Bize ikram ettikleri kahveleri içerken Atatürk, köylü ile konuşmamı söyledi. Ben bu emre itaat için ak sakallı köylüye ilk aklıma gelen suali sordum''Gazi'yi tanırmısın baba ?'' İhtiyar beni, saçma sapan bir sual sormuşum gibi alaycı bir şekilde süzdü''Gazi'yi tanımayan mı var ?'' dedi ve ilave etti ''Ben görmedim ama her hafta Hacı Bayram Veli Camii'nde Cuma Namazı kılarmış. Ta göbeğine kadar sakalları varmış. Melek gibi nurlu yüzü, Peygamber gibi mübarek bir ihtiyarmış!'' Gülmemi güç tutarak, Atatürk'ün sakalsız ve genç yüzüne kaşlarını kaldırarak kendini tanıtmamamı emretti. Dışarı çıktığımız zaman da güldü ve''Varsın, o da öyle bilsin. Hakikati öğrenmek belki biçarenin hayalini yıkar, onun hayalindeki şirin sakallıyı öldürüp sevgisini kaybetmekte ne mana var? '' 16. Ölümünden sonra... Sene 1938, 10 Kasım... İstanbul Üniversitesi'nde saat 9'u 5 geçenin meşum haberi duyulmuş... Bir alman profesör var, Hukuk Fakültesi'inde, o da duymuş, şaşırmış. Derse girsin mi, girmesin mi, bir türlü karar veremiyor. O sırada aklına rektöre müracaat etmek gelir. Kalkar, yanına gider. Aralarında şu konuşma geçer''Efendim, ne yapsam ? ''''Sizde büyük bir adam ölümce ne yaparlarsa, onu yapın.'' İşte o zaman Alman profesör kollarını iki yana sarkıtarak''Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki....''der. Konu”Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır hikayesi” Merve zeki, derslerinde başarılı bir çocuktu. Sınavlarda en yüksek notları o alırdı. Bütün ödevlerini eksiksiz teslim eder. Öğretmenlerinden her zaman takdir görürdü. Başarılı olmak için çok çalışır, derslerinde öğretmelerini can kulağıyla dinler, bütün anlatılanları eksiksiz olarak defterine not ederdi. Her gün derslerinde işlenilen konuları eve gelince tekrar eder, defterindeki notlarını tekrar okurdu. Aynı şekilde hafta sonları o hafta anlatılan konuları tekrar gözden öğretmenin anlattığı ve yeni öğrendiği konuları unutmamak için tekrar etmenin ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Merve derslerinde ne kadar başarılı ise arkadaşlarıyla ilişkilerinde o kadar başarısızdı. Herkesten daha zeki ve çalışkan olduğunu, arkadaşlarının onu kıskandığı düşünürdü. Bu yüzden onu sevmiyorlardı. Oyun oynarken onu davet etmezler, bahçede birlikte dolaşır ama onu aralarında istemezlerdi. Bu kadar kötü niyetli okul arkadaşları olduğu için çok şanssız hissediyordu. Merve’nin arkadaşları ile arasındaki iletişim bozukluğu öğretmeninin de dikkatini çekmişti. Bir gün öğretmeni Merve ve diğer öğrencilerini çağırıp bu durumun sebebini sordu. Merve düşüncelerini tek tek öğretmenine anlattı. Daha sonra diğer öğrenciler, Merve’nin kendilerine karşı hep sert davrandığını, her zaman asık suratlı olduğunu, kaba bir dil kullandığını anlattılar. Merve çok şaşırmıştı, hep arkadaşlarını hatalı olduğunu düşünüp, kendi hatasının olabileceğini düşünmemişti. Bir karar aldı. Arkadaşlarına karşı daha güler yüzlü olacaktı, güzel sözler söyleyip, daha iyi anlaşmaya çalışacaktı. İlk günler çok zorlanmıştı ama daha sonra arkadaşları Merve’nin artık onlara karşı iyi huylu, güler yüzlü ve tatlı dilli yaklaşımına aynı şekilde karşılık vermeye başladılar. Artık birlikte dolaşıp, birlikte oyun oynuyorlardı. Merve çok mutlu olmuştu. Arkadaşlarının ne kadar iyi insanlar olduklarını nasıl fark edemediğine çok şaşırıyordu. Bir gün öğretmen hepsini tekrar çağırdı. Birbirinize karşı iyi bir üslup ile yaklaşıp güzel sözler söyleyince her şeyin nasıl değiştiğini gördünüz mü, dedi. Sonra hepsine gülümseyip; “tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, bu atasözünü hiçbir zaman unutmayın” dedi. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır ile ilgili hikaye konulu metnimize sizde yorumlar kısmında kendi hikayenizi paylaşarak katkıda bulunabilirsiniz. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır hikayesi” hakkında olumlu ve olumsuz fikirlerinizi yorumlarda belirterek yazılarımızı geliştirmemize katkıda bulunabilirsiniz. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır hikayesi dışında bu atasözü ile ilgili diğer yazılarımıza aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz; Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır Atasözü ve Anlamı Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır Kompozisyon Atatürkün Adalet hakkında söylediği sözleri insanın eşitliğini, saygınlığını ve gelişmesini esas alan bir adalet sisteminin temellerini atmıştır. Bizim milletimiz ve hükümetimiz, adalet fikri ve adalet anlayışı noktasında hiçbir uygar milletten aşağı değildir diyen Mustafa Kemal Atatürk, Bu sebeple bizim de adalet mevzuatımızın, bütün uygar milletlerin yürürlükteki yasalarından eksik olması doğru değildir. Atatürkün Adalet ile ilgili düşünceleri herkesin hukuka saygı göstermesi gerektiğini, kendisi dâhil hiç kimsenin yasaların üzerinde işlem görme ayrıcalığına sahip olmadığını defalarca dile getirmiş ve yaşamı boyunca bu hususun takipçisi olmuştur. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürkün Adaletle ilgili özlü sözleri sayfamızda derledik. Herşey kanun yapmaktan ibaret değildir. Aksine herşey o kanunları uygulamak ve uygulattırmaktan ibarettir. Uygulayan, yerine getiren, daima karar verenden daha kuvvetlidir. M. Kemal Atatürk Bizim milletimizin adalet düzeyi, başka milletlerin adaletinden aşağı kalamaz. Her milletten fazla adaleti sağlamalıyız. En ileri ve uygar devletlerin yasalarına eşit yasalar yapabiliriz. Eski gereksinimlere göre yapılmış şeyleri, gereksinim ilerledikçe yenilemek gerekir. Bu eksik araçlarla arzu olunan şeyleri temine imkân yoktur. Hukuk uzmanları, hemen bu yolda çalışmaya başlamalıdırlar. Bir hükümet, ancak adalete dayanabilir. Bağımsızlık, gelecek, özgürlük her şey adaletle vardır. En yeni yasalarla donanmış olan adliyemizin doğru görüşü ve adaleti uygulamak için gösterdiği dikkat, milletin huzur ve düzenini korumaya yeterli ve güçlüdür. Özgürlüğün de eşitliğin de adaletin de kaynağı ulusal egemenliktirM. Kemal Atatürk Her halde dünyada bir hak vardır. Ve hak kuvvetin üstündedir. M. Kemal Atatürk Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul Kemal Atatürk Adliye politikamızda izlenecek gaye, önce halkı yormaksızın hızla, yerinde, güvenle adaleti dağıtmaktır. İkinci olarak toplumumuzun bütün dünya ile teması doğal ve zorunludur; bunun için adaletimizin düzeyini bütün uygar toplumların derecesinde bulundurmak zorundayız. Bu özellikleri sağlamak için mevcut yasa ve usullerimizi bu bakış açılarına göre yenilemekteyiz ve yenileyeceğiz. 1922, TBMM. Zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr olunamaz. M. Kemal Atatürk Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim Kemal Atatürk Zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkâr olunamaz.» Kuralı adlî politikamızın temelidir. 1922 Adaletle ilgili Sözler Kanunlar örümcek ağları gibidir zayıfları ağa yakalanır, güçlülerse ağı delip geçer. Balzac Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde Atay Memleketin direği adalettir her zaman, adalette nasibin saadettir her Sevdiğin kadar sevilirsin, aşk değil, ticarettir. Üzdüğün kadar üzülürsün, beddua değil, İlahi adalettir. Suçlunun beraat ettiği yerde yargıç hüküm giyer Anonim İnsanın en büyüğü, en yüksek mevkide iken tevazu gösteren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit adaletle hareket edendir. Abdülmelik B. Mervan Eşit davranarak değil, hakkını vererek “adil” olunur. Ali Suad Adalet devletin amacıdır. Sivil toplumun amacıdır. Adalet için daima mücadele Hamilton Adalet haksız olana zulüm gibi gelir. Çünkü, her insan kendi gözünde suçsuzdur. Daniel Defoe Nerede güzel eserlerden oluşmuş uyum vardır, orada adalet ve erdem hüküm sürer. Hz Ali Adalet, merhametten ziyade her cemiyetin temelini teşkil eder. Kadı mürteşî olursa, tabiîdir ki adalet mezada Şahabettin Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet Pascal Adalet… Onurlu yaşamak, başkasına zarar vermemek, herkese kendine ait olanı

atatürk ile ilgili kısa hikayeler